Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğünde okur yazar kelimesinin sözlük anlamı "kim okudu, kim yetiştirdi" olarak geçmektedir. Merriam-Webster'dan okur-yazar kelimesinin İngilizce karşılığı olan "edebi" kelimesinin sözlük anlamına baktığımızda karşımıza iki farklı tanım çıkıyor. Bu tanımlardan birinin TDK'daki ile aynı olduğunu söyleyebiliriz.
İkinci tanım, bu makalede kullandığım okuryazar kelimesine karşılık geliyor:bilgi ve yetkinliğe sahip olmak. Bu tanım TDK tanımları arasında yer almamakla birlikte, artık okuryazar kullanıldığında bilgi ve yetkinliğe sahip olmak anlamında kullanılmaktadır. Okuryazar kelimesinin anlamındaki bir diğer evrimsel süreç, sadece okuma ve yazmanın ötesinde bu süreçlerde anlamaya yapılan vurgunun kelime okuryazarlığı ile birlikte önemli ölçüde artmasıdır. Dr. Serkan ÖZEL
Boğaziçi Üniversitesi
twitter.com/serkanozeltx
Dijital okuryazarlık kavramının tanımında farklılıklar olsa da beklentiyi oluşturmak için bu kavramı burada tanımlamak faydalı olacaktır. Zaman zaman dijital okuryazarlık yerine medya okuryazarlığı ve bilgi okuryazarlığı gibi kavramlar da kullanılmaktadır. Bazen bu kavramların birbirinden farklı olduğu söylenir. Google Trends'e 2004'ten günümüze kadar bu üç terimle oy verirken, genel olarak dünyadaki kullanım oranlarına baktığımızda ve Türkiye'de arama metni ile ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Dünya genelinde medya ve bilgi okuryazarlığı düşüşteyken, dijital okuryazarlık yükselen bir trend izliyor. Türkiye'de dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığı ile bilgi okuryazarlığı arama terimlerine kıyasla çok daha az kullanım görülmüştür.
Şekil 1 Türkiye'de "dijital okuryazarlık", "medya okuryazarlığı" ve "bilgi okuryazarlığı" terimleri arasındaki 2004-2020 yıllarını ifade eder. Kullanım oranlarının karşılaştırılması. Kaynak:Google Trendler (Eylül 2020)
Şekil 2. 2004-2020 yılları arasında dünya genelinde "dijital okuryazarlık", "medya okuryazarlığı" ve "bilgi okuryazarlığı" terimlerinin arama terimleri olarak kullanım oranlarının karşılaştırılması. Kaynak:Google Trendler (Eylül 2020)
Bugünkü kelimeyi bitirmek için, 15 farklı çalışmada tanımları sentezleyerek dijital okuryazarlık için gerekli yetkinliği sunan Anusca Ferrari'nin tanımını vermek istiyorum:
Bugün bahsedeceğimiz dijital okuryazarlık 1997 yılında Paul Gilster'dı. Tarafından kullanıldı. Bu konuda en çok tartışılan konulardan biri dijital yerli ve dijital göçmenlerin tanımıdır. Ülkemizde epeyce duyabileceğiniz bu iki kavramı tanıtan Prensky bile tanımını revize etti ancak ilk tanımları hala yaygın olarak kullanılıyor. Prensky'nin ilk tanımladığı gibi, günümüz teknolojisinin doğduğu yeni nesil dijital yerli; Bizim gibi yeni teknolojilerle tanışan nesiller daha sonra dijital göçmen oluyor. Bu tanımdaki en önemli sorun, dijital yerliler olarak tanımlanan kuşağın tablet ve akıllı telefon gibi teknolojik cihazları kullanma becerilerinin dijital okuryazarlık bağlamında ileride olduğu yanılgısıdır. Bu kavramları ortaya atan Prensky bu görüşten uzaklaştığında bile bu kavramların hala kullanılıyor olması sakıncalıdır.
sorunları çözmek; İletişim; bilgiyi yönetmek; etik ve sorumlu bir şekilde davranmak; işbirliği yapmak; İş, zevk, öğrenme, sosyalleşme, güç ve tüketim için bilgi ve içerik üretmek ve paylaşmak için gereken bilgi, beceri, tutum, yetenek, strateji ve farkındalık kümesidir. Bunun bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Dijital okuryazarlık, sadece teknik uzmanlıktan ziyade zihniyette değişiklik gerektiren bir olgudur.
Birçok habere konu olan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), örgün eğitimine devam eden 15 yaşındaki öğrencilerin matematik okuryazarlığı, fen okuryazarlığı ve okuma becerilerini ölçüyor. . Yetişkin PISA olarak da bilinen PIAAC (Yetişkin Becerilerini Ölçme Uluslararası Programı), 16-65 yaş arası yetişkinlerin becerilerini ölçmek için tasarlanmış bir çalışmadır. Daha sonraki yazılarımda bu konulardan bahsedeceğim.