Türk Eğitim-Sen'in açtığı davada Danıştay, ilçe milli eğitim müdürü atamalarında sınav şartının kaldırılmasını iptal etti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın temyiz başvurusu reddedildi. Peki, bu karar ne anlama geliyor? İşte detaylar:
Danıştay'dan Kritik Karar: Sınav Şartı Geri Geldi!
Danıştay 2. Dairesi'nin 30.09.2024 tarihli kararıyla, ilçe milli eğitim müdürü kadrosuna atanacaklarda sınav şartı aranmaması uygulaması iptal edildi. Kararda, bu durumun 657 sayılı Kanun'un kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olduğu belirtildi. Milli Eğitim Bakanlığı kararı temyiz etti ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu temyiz başvurusunu reddetti ve ilk kararı onadı.
Danıştay kararında şu ifadelere yer verildi:
“…Bu durumda; Genel Yönetmelikte yapılan değişiklikler ve bu değişiklikler hakkında verilen yargı kararları da dikkate alındığında, ilçe millî eğitim müdürü kadrosuna atanacaklarda aranan sınav şartına yer vermemek suretiyle bu kadrolara objektif kurallar çerçevesinde atama yapılmasını engelleyen dava konusu eksik düzenlemede; 657 sayılı Kanun’un temel ilkeleri olarak belirlenmiş kariyer ve liyakat ilkeleri ile Genel Yönetmeliğin amacına uygun olmaması nedeniyle, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile üst hukuk normlarına uygunluk görülmemiştir.”
Kararın Anlamı Ne? Atamalar İptal mi Olacak?
Danıştay'ın bu kararı, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilçe milli eğitim müdürü atamalarında yeniden sınav şartını uygulaması gerektiği anlamına geliyor. Mevcut durumda sınavsız atanan müdürlerin durumunun ne olacağı ise henüz net değil. Ancak kararın, liyakat ve kariyer ilkelerine vurgu yapması açısından önemli bir mesaj içerdiği düşünülüyor.
Türk Eğitim-Sen'den Açıklama
Türk Eğitim-Sen, kararla ilgili bir açıklama yaparak, liyakatın önemine dikkat çekti. Açıklamada, sınavsız atamaların eğitim sistemine zarar verdiği ve bu kararın emsal teşkil etmesi gerektiği vurgulandı.
Eğitim sistemi, bir ülkenin geleceği için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, eğitim yöneticilerinin seçiminde liyakat ve ehliyetin ön planda tutulması büyük önem taşır. Sınavlar, bu liyakat ve ehliyetin belirlenmesinde önemli bir araçtır. Sınavsız atamalar ise, bu objektif değerlendirme mekanizmasını ortadan kaldırarak, eğitimde kalitenin düşmesine neden olabilir.
Danıştay'ın bu kararı, eğitimde liyakat ilkesinin korunması adına önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Kararın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın atama politikalarına yön vermesi ve gelecekte daha adil ve şeffaf bir sistemin oluşturulmasına katkı sağlaması bekleniyor. Eğitim camiası, kararın uygulanmasını ve sonuçlarını yakından takip edecektir.
