Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Türk Polis Teşkilatı'nın 180. kuruluş yıl dönümünde bazı grupların polis barikatı önünde ortaya attığı "çıplak arama" ve "işkence" iddialarına sert bir şekilde karşılık verdi. EGM, bu türden asılsız iddiaların Türk Polisi'nin itibarını zedelemeye yönelik bir karalama kampanyası olduğunu belirterek, iddiaların sahipleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Emniyet'ten Sert Yanıt ve Suç Duyurusu

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, söz konusu iddiaların tamamen gerçek dışı olduğu ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğu vurgulandı. Açıklamada, "Türk Polis Teşkilatı'nın 180 yıllık şerefli geçmişine gölge düşürmeye çalışan bu türden asılsız iddialara asla müsamaha gösterilmeyecektir" ifadelerine yer verildi. EGM, iddiaların sahipleri hakkında gerekli hukuki süreçlerin başlatıldığını ve konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirtti.

İddiaların Dayanağı ve Gerçekler

İddiaların sahipleri, polis tarafından gözaltına alındıkları sırada "çıplak aramaya" maruz kaldıklarını ve "işkence" gördüklerini öne sürmüşlerdi. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü, bu iddiaların aksine, ilgili şahısların doktor raporlarında herhangi bir darp veya cebir izine rastlanmadığını ve aktif bir şikayetlerinin bulunmadığını açıkladı. Bu durum, iddiaların asılsız olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Türk Polisi'ne Destek Mesajları

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün suç duyurusu kararının ardından, Türk Polis Teşkilatı'na destek mesajları yağmaya başladı. Vatandaşlar, sosyal medya üzerinden #PolisimizinYanındayız etiketiyle paylaşımlar yaparak, Türk Polisi'nin ülkenin huzur ve güvenliği için gece gündüz demeden çalıştığını ve bu türden asılsız iddialarla yıpratılmaması gerektiğini vurguladılar. Ayrıca, birçok sivil toplum kuruluşu da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne destek açıklamaları yaparak, Türk Polisi'nin yanında olduklarını belirttiler.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün "çıplak arama" ve "işkence" iddialarına karşı gösterdiği sert tepki ve suç duyurusu kararı, Türk Polisi'nin itibarını koruma konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koymuştur. Asılsız iddialarla Türk Polisi'ni yıpratmaya çalışanlara karşı hukuki mücadelenin sonuna kadar sürdürüleceği ve Türk Polisi'nin itibarının korunacağı açıktır. Bu olay, aynı zamanda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin ve dezenformasyonla mücadelenin önemini de bir kez daha gözler önüne sermiştir.