Çin, İsrail ile İran arasında olası bir savaş senaryosunda kırmızı çizgilerini belirledi. Ünlü Çinli siyaset bilimci Zhu Zhaoyi'nin analizine göre, Pekin, Tahran'a yönelik desteğini sürdürecek ve rejim değişikliğine izin vermeyecek. Peki, bu durum bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek?

Olası Savaş Senaryoları ve Çin'in Pozisyonu

Caijing dergisinde yayınlanan analizde, İsrail ve İran arasında yaşanabilecek ikinci bir savaşta, uzun süreli ve kontrollü çatışmaların yaşanabileceği belirtiliyor. Bu durumun, her iki ülke için de ekonomik yıkımla sonuçlanabileceği öngörülüyor. Çin ise bu senaryoda iki kırmızı çizgi belirlemiş durumda:

• Rejim değişikliği kabul edilemez.
• Tahran'a yönelik nükleer güvenlik yardımlarına devam edilecek.

Bu durum, Çin'in bölgedeki stratejik çıkarlarını koruma ve İran'ın istikrarını sağlama amacını taşıdığını gösteriyor. Çin'in bu tutumu, diğer küresel aktörlerin de bölgeye yönelik yaklaşımlarını etkileyebilir.

Çin'in Kırmızı Çizgileri Ne Anlama Geliyor?

Çin'in kırmızı çizgileri, Pekin'in Orta Doğu'daki gelişmelere ne kadar önem verdiğini ve bölgedeki istikrarı koruma konusundaki kararlılığını gösteriyor. Özellikle rejim değişikliğine karşı çıkması, Çin'in iç işlerine karışılmaması prensibini vurgularken, nükleer güvenlik yardımlarına devam etme kararı, İran'ın nükleer programının kontrol altında tutulmasına yönelik bir strateji olarak değerlendirilebilir. Bu durum, bölgedeki diğer ülkeler ve uluslararası toplum tarafından yakından takip ediliyor.

Savaşın Bölgesel ve Küresel Etkileri

İsrail ve İran arasında yaşanacak olası bir savaşın, sadece bölgesel değil, küresel etkileri de olabileceği unutulmamalıdır. Enerji fiyatlarından, ticaret yollarına kadar birçok alanda belirsizliklerin artabileceği bir ortamda, Çin'in tutumu, bölgedeki dengeleri koruma ve çatışmayı önleme açısından kritik bir rol oynayabilir. Ancak, diğer küresel aktörlerin de bu süreçte nasıl bir tutum sergileyeceği, savaşın seyrini ve sonuçlarını belirleyecektir.

Çin'in İsrail-İran savaş senaryolarına ilişkin yaptığı analiz ve belirlediği kırmızı çizgiler, bölgedeki gerginliği azaltma ve istikrarı sağlama çabalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Ancak, bölgedeki karmaşık dinamikler ve farklı aktörlerin çıkarları göz önüne alındığında, barışçıl bir çözümün bulunması için daha fazla diplomatik çabaya ihtiyaç duyulmaktadır. Çin'in bu süreçteki rolü, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor.