TÜİK'in açıkladığı yeni enflasyon oranları, haber bültenlerinde "Enflasyon düşüşte" başlıklarıyla yer alsa da, vatandaşın mutfağındaki yangın dinmiyor. Yıllık enflasyon %35,41 olarak açıklanırken, grafikler ve eğriler bir rahatlama havası estiriyor. Ancak bu rahatlama, vatandaşın cebine ve mutfağına yansımıyor. Peki, bu durumun ardında yatan gerçekler neler?

Enflasyon Rakamları ve Gerçek Hayat Arasındaki Uçurum

Fırından çıkan simit hala 15 lira, ekmek 15 TL'den 20 TL'ye yükselmiş durumda. Et, süt, peynir gibi temel gıda ürünlerinin fiyatları sürekli artıyor. Verilere göre enflasyon düşüyor olsa da, halkın geçim sıkıntısı her geçen gün artıyor. Çünkü açıklanan enflasyon, raflardaki değil, tablolardaki enflasyon. Resmi rakamlarla hayat pahalılığı arasındaki uçurum giderek büyüyor. TÜİK "düşüyor" derken, pazar esnafı "fiyat etiketlerine yetişemiyoruz" diyor.

Sadece gıda fiyatları mı arttı? Ev kiraları da cep yakıyor. İstanbul'da 3+1 bir dairenin kirası, asgari ücretin üç katına ulaşmış durumda. Elektrik ve doğalgaz faturaları ise vatandaşın bütçesini zorluyor. Eskiden pazar filesi dolarken, şimdi bez torbalar bile boş kalıyor. Maaşlar ay sonunu getirmekte zorlanırken, artık ayın ortasına bile ulaşmak mümkün değil. Vatandaşlar, ürünlerin fiyatını sormak yerine, doğrudan "bütçeme uygun değil" deyip geçiyor. Çünkü halk sadece parasız değil, aynı zamanda ümitsiz.

• Eskiden pazar filesi dolardı, şimdi bez torba bile boş kalıyor.
• Eskiden maaşla ay sonu zor gelirdi, şimdi ayın ortasına bile varamıyor.
• Eskiden “kaç para bu” diye sorardık, şimdi doğrudan “bütçeme uygun değil” deyip geçiyoruz.

Beklentiler Mi Düşüyor, Enflasyon Mu?

"Enflasyon düşüyor" masalları anlatılmaya devam ediyor. Ancak düşen, belki de enflasyon değil, geleceğe dair beklentiler ve hayaller. Bir kilo kıyma alma umudu, çocuğuna et yedirmek isteyen annenin gururu... Halk artık hesap yapmıyor, tahmin ediyor. "Acaba bu hafta hangi ürüne zam geldi?" diye soruyor. "Zam gelmediği için sevindiren ürün" bile haber değeri taşıyor.

Kısacası, TÜİK verileri ne derse desin, halkın çarşısı başka şeyler söylüyor. Veriler susar ama etiketler konuşur. TÜİK güven vermedikçe, halk bakkal defterine inanır. Enflasyonun gerçekten düşmesi, sadece rakamlarda değil, halkın cebinde ve mutfağında hissedildiğinde anlaşılacak.

Gerçek Doygunluk Ne Zaman Gelecek?

Bir gün gerçekten enflasyon düşer mi? Belki. Ama önce "enflasyon düştü" demekle değil, halkın poşeti hafif değil, yüreği hafiflediğinde anlaşılır o. İşte o gün geldiğinde, bu millet zeytin ekmekle değil, insanca yaşadığı için doymuş hissedecek.