Torba Talan! Zeytinlikler ve Ormanlar Madenlere Mi Açılıyor?
Gündem

Torba Talan! Zeytinlikler ve Ormanlar Madenlere Mi Açılıyor?


19 June 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 19 June 2025

Türk Tabipleri Birliği (TTB),Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK),Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB),TBMM Sanayi Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan ve tarım, orman, mera ve zeytinliklerin maden sahalarına açılmasını öngören torba kanun teklifine karşı ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, söz konusu yasa tasarısının bir "torba talan" olduğu ve yaşamı hedef aldığı belirtilerek, derhal geri çekilmesi gerektiği vurgulandı.

Torba Yasa Değil, Torba Talan!

TTB, DİSK, KESK ve TMMOB tarafından yapılan ortak açıklamada, AKP iktidarının sermayenin çıkarları uğruna doğayı, emeği, tarımı, köylüyü, halk sağlığını ve kamusal denetimi hedef alan bir yasa tasarısı ile karşı karşıya olunduğu belirtildi. Açıklamada, 13 Haziran 2025'te Meclis'e sunulan ve 19 Haziran'da jet hızıyla komisyondan geçirilmek istenen kanun teklifinin doğrudan bir talan ve gasp yasası olduğu ifade edildi. Bu teklifin, Maden Kanunu, Zeytincilik Kanunu, Mera Kanunu, Orman ve Çevre kanunları ile Elektrik ve Enerji Piyasası Düzenlemeleri'ni hükümsüz kılmayı ve tüm planlama yetkisini şirketlerin çıkarlarını gözeten merkezi otoriteye devretmeyi hedeflediği vurgulandı.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Hazırlık süreci kapalı kapılar ardında; halktan, meslek örgütlerinden, bilim insanlarından, doğrudan etkilenecek milyonlardan gizlenerek yürütülmüştür. Ne bir kamuoyu istişaresi yapılmış ne bir uzman görüşü alınmıştır. Meslek kuruluşlarının, sendikaların, bilim insanlarının dışlandığı bir yasa süreci, halkın değil sermayenin çıkarlarını korur. Bu keyfilik, Anayasa'nın eşitlik ve katılımcılık ilkeleriyle açıkça çelişmektedir. Bu da bize açıkça göstermektedir ki yasa, şirketler için, şirketlerle birlikte yazılmıştır."

Bu yasa teklifinin doğaya, emeğe, halk sağlığına, meslek etiğine ve kamusal haklara yönelik kapsamlı bir saldırı olduğu vurgulanarak, zeytinliklerin maden şirketlerine, meraların enerji projelerine, ormanların özel sermayeye, köylünün ve emekçinin geçim kaynaklarının ise belirsizliğe açıldığı belirtildi.

ÇED Süreci Etkisizleştiriliyor, Meralar Enerji Projelerine Tahsis Ediliyor

Açıklamada, projeler için gerekli olan çevresel etki değerlendirme (ÇED) sürecinin devre dışı bırakıldığı, kurumların görüş süresinin kısaltıldığı ve yanıt verilmezse 'olumlu' sayıldığı ifade edildi. Yöre halkının ve toplumun itiraz hakkının pratikte ortadan kaldırıldığı, taşınabilir kabul edilerek zeytinlik alanlarda maden ve enerji projeleri yapılabileceği belirtildi. Danıştay’ın daha önce iptal ettiği yönetmelik değişikliğinin bu kez yasa ile geri getirildiği ve 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu'nun fiilen askıya alındığı vurgulandı.

Meraların RES, GES, HES ve JES projeleri için kolayca tahsis edilebileceği, hayvancılığın belkemiği olan bu alanların kırsal yoksulluğu derinleştirecek şekilde tasfiye edileceği, ormanlarda yatırımcılara uzun süreli, düşük bedelli kullanım hakkı verileceği, ağaçlandırma ve doğa koruma yükümlülüklerinin geriye itileceği belirtildi. Akbelen gibi örneklerin yasallaştırılmak istendiği ifade edildi.

Acele Kamulaştırma Yaygınlaştırılıyor, Kaçak Yatırımlara Af Getiriliyor

2035 yılına kadar enerji projeleri için köylünün toprağının 'acele' kamulaştırılacağı, kamulaştırmanın artık kamu yararı için değil, özel şirketlerin önünü açmak için kullanılacağı belirtildi. 2024 öncesinde ruhsatsız yapılmış enerji ve maden tesislerinin yasal hale getirileceği, kaçak yapılaşmanın ödüllendirileceği ve hukuk devleti ilkesinin zedeleneceği vurgulandı.

MAPEG'e Olağanüstü Yetkiler Tanınıyor

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG),diğer kamu kurumlarının yerine karar verecek yetkilere kavuşuyor. Görüş alınmadığında 'olumlu' sayılacak uygulamayla, doğrudan şirketlerin çıkarını koruyan bir süper kurum yaratılıyor. Kurumlar izin vermezse, Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın başkanlık edeceği bir kurul, tek başına izin verebilecek. Yerinden yönetim, halk iradesi ve bilimsel görüş yok sayılıyor.

Teklifteki haritalar ve koordinatlar; Akbelen, Yatağan gibi somut bölgeleri hedef alıyor. Bu yönüyle teklif, şirketlerin taleplerine özel olarak şekillendirilmiş ‘kişiye özel yasa’ niteliğindedir. Yasa, fosil bağımlılığı süren enerji ve maden projelerini teşvik ederek iklim krizini derinleştiriyor. Türkiye’nin taraf olduğu çevre sözleşmeleriyle çelişiyor.

Sonuç olarak, TTB, DİSK, KESK ve TMMOB, bu yasanın yalnızca doğayı değil; geçimlik tarımı, kırsal ekonomiyi, halk sağlığını, bilimsel özerkliği, kamu planlamasını ve toplumsal adaleti de tehdit ettiğini vurgulayarak, yasanın geri çekilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca, doğanın meta olmadığı, mera, zeytinlik ve ormanın yaşam alanı olduğu, bilimsel kurumlar, meslek örgütleri ve halkın karar süreçlerinin dışında bırakılamayacağı, kamusal kararların kamu yararına, ekolojik dengeye ve sosyal adalete dayanması gerektiği belirtildi. Bu kuruluşlar, doğayı, emeği, halk sağlığını ve yaşam alanlarını savunmaya devam edeceklerini ve tüm kamuoyunu bu yıkım yasasına karşı birlikte ses çıkarmaya çağırdılar.