07 Nisan 2025 Pazartesi

Şili'de Sokak İsyanı: Neoliberalizme Karşı Halk Ayaklanması!

Şili'de 2019-2021 yılları arasında yaşanan kitlesel sokak gösterileri, sadece bir ulaşım zammıyla başlamış olsa da, kısa sürede ülkenin temel direklerini sarsan bir neoliberalizm karşıtı harekete dönüştü. Peki, bu süreçte neler yaşandı ve Şili siyaseti nasıl değişti?

Şili'de Protestolar Neden Başladı?

Ekim 2019'da metro ücretlerine yapılan zam, Şili'de fitili ateşleyen olay oldu. Başlangıçta lise ve üniversite öğrencilerinin öncülük ettiği eylemler, hükümetin hayat pahalılığını artıran uygulamalarıyla birleşince, kısa sürede tüm toplumsal kesimleri kapsayan bir neoliberalizm karşıtı harekete dönüştü. Milyonlarca insan sokaklara döküldü, polisle şiddetli çatışmalar yaşandı ve ülke genelinde olağanüstü hal ilan edildi.

Kasım 2019'da ise kadınların kurtuluş mücadelesi bu eylemlere yeni bir boyut kazandırdı. Las Tesis adlı feminist kolektifin "Tecavüzcü Sensin" adlı performansı, ülkedeki sistematik cinsel şiddete dikkat çekerek uluslararası alanda yankı uyandırdı. Bu eylem, kadınların kurtuluş mücadelesinin evrensel bir mücadele olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Sokağın Öğrettikleri: Halk Meclisleri ve Talepler

Eylemler sürecinde dikkat çeken en önemli noktalardan biri, halkın kendiliğinden örgütlediği halk meclisleri, emek meclisleri ve öğrenci meclisleri oldu. Bu meclisler, sürecin uzun süreye yayılmasını sağladı. Sağlık ve eğitim sistemindeki neoliberal reformlar başta olmak üzere, talepler sermayenin saldırganlığına dönük olarak birleşti.

Bu süreçte yaşananlar şu şekilde özetlenebilir:

  • Metro zammı protestoları ile başlayan süreç, neoliberalizme karşı geniş bir halk hareketine dönüştü.
  • Kadınların mücadelesi, eylemlere yeni bir boyut kazandırdı.
  • Halk meclisleri, sürecin örgütlenmesinde önemli rol oynadı.
  • Anayasa değişikliği talebi gündeme geldi.

Anayasa değişikliği sürecinin başlaması ve sol görüşlü bir adayın devlet başkanı seçilmesi, bazıları için bir başarı olarak görülse de, protestolardaki asıl talepleri ve ruhu boğduğu, pasifize edip sistem içinde erittiği de öne sürüldü. Boric'in "başarı" olarak sunduğu anayasa taslağının referandumda reddedilmesi, bu eleştirileri güçlendirdi.

Neoliberalizm İçin Kazılan Boş Mezar

Şili'de yaşananlar, sokağın değiştirici gücünün farkına varılması açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Ancak, devrimci bir önderliğin eksikliği ve radikal sendikal mücadelenin yetersizliği, burjuvaziye manevra alanı kazandırdı ve sokağı yalnız bıraktı.

Protestolarda sıkça görülen duvar yazılarından biri şuydu: "Neoliberalizm Şili'de doğdu ve Şili'de ölecek." Ancak, devrimci önderliğin eksikliği nedeniyle neoliberalizm için kazılan bu boş mezara, cenaze konulmadan toprak örtüldü.

Şili'deki sokak eylemleri, neoliberalizme karşı mücadelede önemli bir dönüm noktası oldu. Ancak, bu mücadelenin başarıya ulaşması için devrimci bir önderliğe ve radikal bir sendikal mücadeleye ihtiyaç olduğu bir kez daha görüldü. Her ülkenin kendine özgü koşulları olsa da, sokakların birbirine öğreteceği çok şey var.

İlgili Haberler