Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, ilahiyatçı Nureddin Yıldız'ın okullarında konferans vermesine karşı çıkarak düzenledikleri protesto sonrası yaşanan gözaltılara tepkiler büyüyor. Gözaltına alınan arkadaşlarına destek vermek amacıyla Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde toplanan öğrenciler, yaşananları kınadı ve serbest bırakılmalarını talep etti.
Protestoların Nedeni: Nureddin Yıldız'ın Tartışmalı Söylemleri
Nureddin Yıldız'ın geçmişte yaptığı ve büyük tepki çeken "6 yaşında çocuğun evlenebileceği" yönündeki açıklamaları, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin tepkisini çekmişti. Yıldız'ın üniversitelerinde bir etkinliğe konuşmacı olarak davet edilmesi üzerine öğrenciler, kampüs içinde protesto gösterileri düzenlemişti. Öğrenciler, "Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok!" sloganları atarak Yıldız'ın üniversitede ağırlanmasına karşı çıkmıştı.
Bu tepkiler üzerine, Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) tarafından düzenlenen "İslami İlimler: Kim İçin, Ne Kadar?" başlıklı etkinlikte Nureddin Yıldız'ın konuşmacı olarak yer almasına karşı çıkan öğrenciler, Kuzey Piramit önünde toplandı. Ellerinde "Boğaziçi iktidarın arka bahçesi değil", "Erkek şiddetini ve istismarı meşru kılan zihniyete üniversitemizde yer yok" yazılı pankartlar taşıyan öğrenciler, "Nureddin defol, bu kampüsler bizim" sloganları attı.
Gözaltılar ve Tepkiler
Protestolar sırasında polisin müdahalesiyle aralarında T24 muhabiri Can Öztürk'ün de bulunduğu çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. İstanbul Valiliği, gözaltı sayısını 97 olarak açıkladı. Gözaltı haberlerinin ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal da emniyete giderek desteklerini ifade etti.
Mahmut Tanal, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine anayasal protesto hakkını kullandıkları için biber gazı, ters kelepçe, gözaltı işlemi reva görülürken; Anayasal düzeni yıkmayı, şeriat ilan etmeyi amaçlayan, öğrencilere ‘leş yığını’ diyen, üniversite önünde fiili tehdit oluşturan gruplara neden müdahale edilmemektedir? Hukuk herkese eşit uygulanmıyor mu?" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç da gözaltılara tepki göstererek, "Kayyım yönetiminin uzun süredir üniversiteye yönelik işgalci politikaları, kayyım yönetiminin mezunları ve hocaları kampüsten dışlayıp üniversiteye polis sokmasına kadar vardı. Öğrencileri suçlu gibi göstermek, gözaltılarla susturmaya çalışmak; otoriter rejimin üniversiteleri denetim altına alma çabasının açık bir parçasıdır. Protesto hakkı suç değildir!" dedi.
Hukuki Süreç ve Beklentiler
Gözaltına alınan öğrencilerin avukatları, hukuki sürecin takipçisi olacaklarını ve öğrencilerin en kısa sürede serbest bırakılması için gerekli girişimlerde bulunacaklarını belirtti. Öğrenciler ve destekçileri, ifade özgürlüğüne vurgu yaparak, protesto hakkının engellenemeyeceğini ve gözaltıların kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Bu olay, Türkiye'deki üniversitelerde yaşanan ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.