
Meloni'nin Dış Politikası: Pragmatizm İktidarda mı?
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin hükümeti, iki buçuk yılı geride bırakırken, dış politikadaki pragmatik yaklaşımı dikkat çekiyor. Trump ile güçlenen ittifak ve Brüksel ile saygılı koordinasyon, Meloni'nin dış politikasının temel taşlarını oluşturuyor. Peki, bu pragmatizm İtalya'nın çıkarlarına ne kadar hizmet ediyor?
Meloni'nin Pragmatik Dış Politika Anlayışı
Giorgia Meloni, dış politika yaklaşımını "pragmatik" olarak tanımlıyor. Bu pragmatizm, ülkesinin çıkarlarını her zaman ön planda tutmayı ve stratejik pozisyonunu güçlendirmeyi amaçlıyor. Meloni'ye göre, bir ülkenin dış politikada kendi çıkarlarını savunması şaşırtıcı olmamalı. Hatta "Sadece naifler bir ülkenin dış politikada kendi ulusal çıkarlarını savunmasına şaşırır" diyor.
Meloni'nin bu yaklaşımı, Donald Trump'ın olası ikinci başkanlık dönemine yönelik de bir hazırlık olarak görülebilir. Trump'ın "Önce Amerika" politikasına benzer şekilde, Meloni de "Önce İtalya" anlayışıyla hareket ediyor. Ancak bu, İtalya'nın müttefikleriyle ilişkilerini zayıflatmak anlamına gelmiyor. Aksine, Meloni, ABD ve Avrupa Birliği arasında bir köprü görevi görmeye çalışıyor.
ABD ile İlişkiler: Trump Faktörü
Meloni'nin Trump ile kurduğu yakın ilişki, Avrupa'da dikkatle izleniyor. Avrupa Birliği'nin Beyaz Saray'daki etkisini kaybettiği bir dönemde, Meloni'nin Trump ile kurduğu diyalog, İtalya'ya önemli bir avantaj sağlayabilir. Meloni, Trump'ın Avrupa Birliği ile bir ticaret anlaşmasına varacağına dair "tam" güvenini dile getirmesinden memnuniyet duyuyor.
Meloni, "Başkan Trump ile yaptığım görüşmenin daha somut bir diyalog için siyasi zemin hazırlamasına yardımcı olduysa memnun olurum" diyor. İtalya'nın Atlantik'in iki yakasını birbirine yakınlaştırmak için çalıştığını vurgulayan Meloni, Batı'ya sadece jeopolitik bir blok olarak değil, aynı zamanda ortak değerler, uluslararası ittifaklar ve ticaret ilişkileri sistemi olarak inandığını belirtiyor.
Avrupa Birliği ile İlişkiler: Pragmatik İşbirliği
Meloni'nin Avrupa Birliği ile ilişkileri de pragmatizm üzerine kurulu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile ilişkilerini "karşılıklı saygı ve sorunları çözme taahhüdü" üzerine inşa ettiğini söylüyor. Meloni, İtalya'nın önerilerinin Kurtarma Planı'ndan göçe kadar birçok konuda kabul gördüğünü belirtiyor.
Ancak Meloni, Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakatı'na eleştirel yaklaşıyor. Mutabakatın, işletmelerin rekabet gücünü olumsuz etkilememesi için "hızla yeniden şekillendirilmesi" gerektiğini savunuyor. Meloni'nin bu yaklaşımı, Avrupa Halk Partisi Kongresi'nde de yankı buldu.
Sonuç
Giorgia Meloni'nin dış politikadaki pragmatik yaklaşımı, İtalya'nın ulusal çıkarlarını koruma ve stratejik pozisyonunu güçlendirme amacını taşıyor. Trump ile kurulan yakın ilişki ve Avrupa Birliği ile sürdürülen işbirliği, bu pragmatizmin somut örneklerini oluşturuyor. İtalya, bu pragmatik yaklaşımla, uluslararası arenada daha etkili bir rol oynamaya çalışıyor.