İstanbul'u bekleyen olası Marmara depremi, sadece binaları değil, çalışma yaşamını da derinden etkileyecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB),İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve İstanbul Tabip Odası (İTO) iş birliğiyle düzenlenen "Marmara-İstanbul Depremi Çalışma Yaşamı, Çalışan Sağlığı ve Güvenliği" sempozyumu, bu kritik konuyu masaya yatırıyor. Sempozyumda, depremin çalışma saatlerine denk gelme olasılığının yaratacağı ikincil tehlikeler ve riskler üzerinde durulacak.

Marmara Depremi: Çalışma Yaşamı Nasıl Etkilenecek?

Sempozyumun temel amacı, beklenen Marmara depreminin İstanbul'daki çalışma yaşamı üzerindeki olası etkilerini değerlendirmek ve bu etkileri en aza indirmek için alınması gereken önlemleri belirlemek. Uzmanlar, depremin çalışma saatlerinde meydana gelmesi durumunda ortaya çıkabilecek acil durum senaryoları üzerinde çalışacak. Bu senaryolar, iş yerlerindeki güvenlik protokollerinden, çalışanların tahliye planlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayacak.

İBB, İTÜ ve İTO tarafından yapılan ortak açıklamada, "Beklenen Marmara-İstanbul depreminin çalışma saatlerinde olma gerçeği mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Görüldüğü üzere olası çalışma yaşamı bağlamında ikincil tehlikelerin ve risklerin boyutu toplum, çevre ve çalışanlar açısından oldukça yüksek ve önemlidir" ifadelerine yer verildi. Bu açıklama, deprem hazırlıklarının sadece binaların güçlendirilmesiyle sınırlı kalmaması gerektiğini, aynı zamanda çalışma ortamlarının da güvenli hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.

İstanbul'da Deprem Gerçeği: İkincil Tehlikeler Neler?

Marmara depremiyle ilgili yapılan araştırmalar, İstanbul'un deprem riski en yüksek bölgelerden biri olduğunu gösteriyor. Depremin beklenen büyüklüğü ve meydana gelme olasılığı, şehirdeki yaşamı derinden etkileyecek potansiyele sahip. Ancak, depremin doğrudan etkilerinin yanı sıra, ikincil tehlikeler de büyük bir risk oluşturuyor. Bu tehlikeler arasında:

• Ulaşım aksaklıkları: Deprem sonrası yolların kapanması, toplu taşıma sistemlerinin devre dışı kalması gibi durumlar, çalışanların işlerine ulaşmasını engelleyebilir.
• İletişim sorunları: Telefon hatlarının ve internetin kesilmesi, acil durum iletişimini zorlaştırabilir.
• Sağlık hizmetlerine erişim zorluğu: Hastanelerin hasar görmesi veya sağlık personelinin yetersiz kalması, yaralıların tedavi edilmesini güçleştirebilir.
• Yangınlar ve patlamalar: Doğalgaz hatlarının zarar görmesi, elektrik kesintileri gibi durumlar, yangınlara ve patlamalara yol açabilir.

Depreme Hazırlık: Bireysel ve Kurumsal Önlemler

Marmara depremine hazırlıklı olmak için hem bireysel hem de kurumsal düzeyde önlemler almak gerekiyor. Bireylerin, acil durum çantası hazırlaması, deprem anında nasıl davranması gerektiğini öğrenmesi ve güvenli toplanma alanlarını bilmesi önemlidir. İş yerlerinin ise, deprem tatbikatları düzenlemesi, acil durum planları oluşturması ve çalışanlarına gerekli eğitimleri vermesi gerekiyor. Ayrıca, binaların depreme dayanıklılığının kontrol edilmesi ve güçlendirme çalışmalarının yapılması da hayati önem taşıyor.

Unutulmamalıdır ki, deprem bir doğa olayıdır ve önlenemez. Ancak, alınacak doğru önlemlerle depremin etkileri en aza indirilebilir ve can kayıplarının önüne geçilebilir. İstanbul'da yaşayan herkesin, deprem konusunda bilinçli olması ve hazırlıklı olması, olası bir felaketin sonuçlarını hafifletmek için büyük önem taşıyor.