Kuyu Tipi Cezaevlerinde Açlık Grevi: Ölüm Sınırındaki Mahkumlar!
Gündem

Kuyu Tipi Cezaevlerinde Açlık Grevi: Ölüm Sınırındaki Mahkumlar!


29 October 20255 dk okuma12 görüntülenmeSon güncelleme: 30 October 2025

Türkiye'deki kuyu tipi cezaevlerinde yaşanan insanlık dışı koşullara karşı açlık grevine başlayan mahkumların durumu kritikleşiyor. Serkan Onur Yılmaz 355 gündür, Fikret Akar ise 214 gündür açlık grevinde. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD),mahpusların sağlık durumunun alarm verdiğini duyurdu. Mahkumlar, başka hapishanelere sevk edilmeyi talep ediyor ancak seslerini duyuramıyorlar.

Kuyu Tipi Cezaevleri: İnsanlık Dışı Koşullar

Kuyu tipi cezaevleri, mahkumların tecrit altında tutulduğu, insanlık dışı koşulların hüküm sürdüğü yapılar olarak biliniyor. Bu cezaevlerinde mahkumlar, tek kişilik hücrelerde tutulmakta, sosyal etkileşimden uzaklaştırılmakta ve temel hakları kısıtlanmaktadır. Bu duruma tepki gösteren mahkumlar, açlık grevine başlayarak seslerini duyurmaya çalışıyor.

Kuyu tipi cezaevlerinden yakın zamanda tahliye olan Vedat Doğan, yaşananları şöyle anlatıyor: "Kuyu tiplerindeki insanlık dışı koşulların açlık grevleri eylemleriyle gündeme geldi biraz. 15 kişi bugün insanlık dışı koşullara karşı direniyor. Talepleri net, başka hapishanelere sevk edilmek istiyorlar." Doğan, mahkumların yaşadığı tecridin ve hak ihlallerinin dayanılmaz boyutlara ulaştığını vurguluyor.

Peki, kuyu tipi cezaevlerinde mahkumlar neler yaşıyor?

  • Tek kişilik hücrelerde tecrit altında tutulma
  • Günde sadece bir saat havalandırma hakkı
  • Sohbet hakkının olmaması
  • Sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar
  • Aile ve avukat görüşlerinin kısıtlanması
  • Sürekli arama ve baskı altında tutulma

Bu koşullar, mahkumların psikolojik ve fiziksel sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Birçok mahkum, antidepresan kullanmak zorunda kalıyor ve umutsuzluğa kapılıyor.

Açlık Grevleri: Son Çare

Mahkumlar, yaşadıkları tecride ve hak ihlallerine karşı birçok kez dilekçe yazmış, yetkililere başvurmuş ancak sonuç alamamışlar. Son çare olarak açlık grevine başlayan mahkumlar, ölüm sınırına gelmelerine rağmen hala seslerini duyuramıyorlar. Vedat Doğan, durumu şöyle özetliyor: "Son çare olarak açlık grevlerini başlattık. Çünkü hakkımızı aramak için yaptığımız birçok eylem oldu, sonuç alamadık."

Açlık grevindeki mahkumların talepleri ise oldukça basit:

  • Başka hapishanelere sevk edilmek
  • İnsanca yaşayabilecekleri koşulların sağlanması
  • Tecridin sonlandırılması
  • Temel haklarının verilmesi

Ancak yetkililer, bu taleplere kulak tıkıyor ve mahkumların sağlık durumu her geçen gün kötüleşiyor. Serkan Onur Yılmaz'ın organları iflas etme noktasına gelmiş durumda ve Fikret Akar da ciddi sağlık sorunları yaşıyor.

Sorumluluk Kimde?

Kuyu tipi cezaevlerinde yaşanan insanlık dramının sorumlusu kim? Mahkumların taleplerine kulak tıkayan, insanlık dışı koşulları görmezden gelen yetkililer mi? Yoksa bu cezaevlerini inşa eden ve tecrit politikasını uygulayan sistem mi?

Bu soruların cevabını bulmak ve sorumluları hesap vermeye çağırmak gerekiyor. Aksi takdirde, kuyu tipi cezaevlerinde yaşanan insanlık dışı uygulamalar devam edecek ve mahkumların hayatı tehlikeye girmeye devam edecektir.

Kuyu tipi cezaevlerindeki mahkumların yaşadığı bu zorlu süreçte, insan hakları savunucularının, sivil toplum örgütlerinin ve kamuoyunun daha duyarlı olması gerekiyor. Mahkumların sesini duyurmak, taleplerini desteklemek ve insanlık dışı uygulamaların sonlandırılması için mücadele etmek hepimizin sorumluluğundadır. Unutmayalım ki, adalet ve insanlık sadece özgür insanlar için değil, mahkumlar için de geçerlidir.