27 Nisan 2025 Pazar

İstanbul Depremleri: Tarihin Yıkıcı İzleri ve Dersleri

İstanbul, yüzyıllardır medeniyetlere ev sahipliği yapmış, stratejik önemiyle öne çıkmış bir şehir olmuştur. Ancak bu tarihi zenginliğin yanı sıra, coğrafi konumu nedeniyle deprem riski de her zaman var olmuştur. Özellikle Marmara Denizi'ndeki Kuzey Anadolu Fay Hattı'na yakınlığı, İstanbul'u tarih boyunca depremler karşısında savunmasız bırakmıştır. Bu yazıda, İstanbul'un geçmişinde yaşanan büyük depremleri ve bu afetlerin toplumsal etkilerini inceleyeceğiz.

İstanbul'u Sarsan Bizans Depremleri

Bizans dönemine ait kaynaklarda, İstanbul'da meydana gelen birçok deprem hakkında kayıtlar bulunmaktadır. Bazı depremlerin şiddeti ve süresi o kadar etkili olmuş ki, 554 ve 869 yıllarındaki sarsıntıların 40 gün, 1346'daki depremin ise bir yıl boyunca aralıklarla devam ettiği aktarılmaktadır. Bu kaynaklar, sadece yıkımı değil, aynı zamanda toplumun yaşadığı korkuyu ve verdiği tepkileri de yansıtmaktadır. Örneğin, 437 yılındaki depremde şehir halkının evlerini terk edip çadırlarda kaldığı, 557 yılında ise panik içinde kiliselere sığındığı belirtilmektedir.

Osmanlı Dönemi ve "Küçük Kıyamet"

İstanbul, Osmanlı döneminde de birçok yıkıcı depremle yüzleşmiştir. Bu dönemde kayıtlara geçen ilk büyük sarsıntı 16 Ocak 1489'da meydana gelmiştir. Ancak Osmanlı İstanbul'unun hafızasına kazınan en büyük felaket, 22 Ağustos 1509'da yaşanan deprem olmuştur. Bu deprem, o kadar şiddetliydi ki halk arasında "Kıyamet-i Suğra" (Küçük Kıyamet) olarak anılmıştır. Merkez üssü Marmara Denizi olan bu deprem, İstanbul ve çevresinde kırk gün boyunca süren artçı sarsıntılarla halkı korku içinde sokaklara dökmüştür. Yaklaşık 109 cami ve mescit ile 1070 ev yerle bir olmuş, şehir surlarının büyük bölümü çökmüş ve Topkapı Sarayı'nın deniz tarafındaki surları ağır hasar almıştır.

Can kaybı konusunda farklı tahminler olsa da, 5 bin ila 15 bin arasında insanın hayatını kaybettiği düşünülmektedir. Felaketin ardından Sultan II. Bayezid, depremin yaralarını sarma amacıyla hemen harekete geçerek ek vergiler toplamış, Anadolu ve Rumeli'den işçiler getirtmiş ve kısa sürede kapsamlı bir onarım başlatmıştır.

1894 İstanbul Depremi ve Toplumsal Etkileri

10 Temmuz 1894'te İstanbul, yakın tarihinin en şiddetli depremlerinden biriyle daha sarsılmıştır. Öğlen saat 12.24'te hissedilen üç güçlü sarsıntı yaklaşık 17-18 saniye sürmüştür. Depremin merkez üssü Yeşilköy açıkları olarak belirlenmiştir. Bu deprem sadece İstanbul'la sınırlı kalmamış, geniş bir coğrafyada hissedilmiştir. Resmi kayıtlara göre İstanbul'da 474 kişi hayatını kaybetmiş, 482 kişi yaralanmıştır. Deprem, özellikle ahşap yapıların yaygın olduğu bölgelerde büyük hasara yol açmıştır. Kapalıçarşı, Bitpazarı, Yağlıkçılar, Çadırcılar ve Mercan Çarşısı tamamen yıkılmıştır. Depremlerin sadece binaları değil, toplumları da sarstığı bir gerçektir. Yıkılan evler, yaralanan ve hayatını kaybeden insanlar kadar, geride kalanların yaşadığı belirsizlik ve çaresizlik de halkta büyük bir etki bırakmıştır.

  • Evsiz kalan halk, hijyen koşullarının yetersiz olduğu geçici barınaklarda yaşamak zorunda kalmıştır.
  • Su kaynaklarının zarar görmesi, temiz suya ulaşımı zorlaştırmış ve salgın hastalık riskini artırmıştır.
  • Gıda temini de zorlaşmış, toplumda korku ve panik uzun süre devam etmiştir.

İstanbul'un deprem tarihi, aynı zamanda bir öğrenme ve hazırlık tarihidir. Geçmişte yaşanan depremlerden çıkarılan dersler, günümüzdeki deprem hazırlık çalışmalarına ışık tutmaktadır. Binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi, acil durum planlarının oluşturulması ve toplumun bilinçlendirilmesi, gelecekte yaşanabilecek olası depremlerin etkilerini en aza indirmek için hayati öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, geçmişte yaşananlar geleceğe ışık tutar ve İstanbul, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenerek gelecekte daha güvenli bir şehir haline gelebilir.

İlgili Haberler