
İstanbul Barosu'ndan Adliye Kısıtlamalarına Şok Dava!
İstanbul Barosu, adliyelerde avukatlara yönelik uygulamaları yargıya taşıdı. Baro, X-Ray taraması, kısıtlı alan uygulamaları ve koridor geçişlerinin engellenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek Adalet Bakanlığı aleyhine dava açtı. Baro, bu uygulamaların savunma hakkını engellediğini ve vatandaşların temel haklarına müdahale olduğunu savunuyor.
Adliyelerde Avukatlara Şok Uygulamalar!
İstanbul Barosu, İstanbul ve Anadolu adliyelerindeki uygulamalara karşı harekete geçti. Baro'nun açıklamasına göre, avukatlara yönelik X-Ray uygulaması, kısıtlı alan oluşturulması ve koridor geçişlerinin engellenmesi gibi işlemler Anayasa'ya, Avukatlık Kanunu'na ve uluslararası sözleşmelere aykırı. Baro, bu uygulamaların iptali ve yürütmenin durdurulması için Adalet Bakanlığı aleyhine iki ayrı idari dava açtı.
Baro'nun açıklamasında, "Avukatların soruşturma mercilerine erişimini, dosya inceleme haklarını ve müvekkille etkili iletişim kurma imkânlarını fiilen kısıtlayan bu uygulamalar savunma hakkının özüne, vatandaşların da temel hak ve hürriyetlerinin korunmasına müdahale etmektedir" ifadelerine yer verildi.
Savunma Hakkına Darbe Mi?
İstanbul Barosu, avukatlara yönelik bu uygulamaların savunma hakkına bir darbe olduğunu savunuyor. Baro, bu uygulamaların avukatların adliyelere erişimini zorlaştırdığını, dosya inceleme haklarını kısıtladığını ve müvekkilleriyle etkili iletişim kurmalarını engellediğini belirtiyor. Bu durumun, adil yargılanma hakkını da zedelediği vurgulanıyor.
Baro'nun açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Savunma hakkını fiilen sınırlayan, avukatların adliyelere ve soruşturma mercilerine erişimini engelleyen bu hukuka aykırı uygulamalara karşı; mesleğin bağımsızlığını ve adalet hizmetlerinin kesintisiz işleyişini korumak için hukuki mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz."
İstanbul Barosu'nun konuya ilişkin detaylı açıklaması şu şekilde:
- İstanbul Adalet Sarayı D Blok 6-7. katlarda ve İstanbul Anadolu Adalet Sarayı B Blok 5. katta avukatlara yönelik olarak uygulamaya konulan X-Ray taraması, kısıtlı alan oluşturulması ve koridor geçişlerinin engellenmesine ilişkin işlemler hakkında ilgili idari başvuru yollarının tüketilmesini müteakip, söz konusu hukuka aykırı uygulamaların iptali ve yürütmelerinin durdurulması istemiyle Adalet Bakanlığı aleyhine iki ayrı idari dava açılmıştır.
- Söz konusu uygulamalar; ulusal hukuk düzenimizde temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan Anayasal ilkelere, avukatlık mesleğinin icrasını düzenleyen kanuni çerçeveye ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası standartlara açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
- Başsavcılıklara adliyelerin idaresi ile ilgili olarak kanunen verilmiş bir yetki de bulunmamaktadır. Bu itibarla kanuni dayanağı olmaksızın gerçekleştirilen bu tip müdahalelerin hukuk devleti kurallarına uygun düşmediği, kanunda olmayan yetkinin başsavcılıklar tarafından hukuka aykırı biçimde kullanıldığı açıktır.
- Yapılan müdahaleler kanuni bir temel olmaksızın temel hak ve hürriyetlere müdahale niteliğinde olup, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla çizilen sınırları aşmakta ve yetki gaspı niteliği taşımaktadır.
- Avukatların soruşturma mercilerine erişimini, dosya inceleme haklarını ve müvekkille etkili iletişim kurma imkânlarını fiilen kısıtlayan bu uygulamalar savunma hakkının özüne, vatandaşların da temel hak ve hürriyetlerinin korunmasına müdahale etmektedir.
Adalet Bakanlığı Ne Diyecek?
İstanbul Barosu'nun açtığı dava, adliyelerdeki avukatlara yönelik uygulamaların hukuka uygunluğu tartışmasını yeniden alevlendirdi. Adalet Bakanlığı'nın bu davaya nasıl bir yanıt vereceği ve mahkemenin nasıl bir karar alacağı merakla bekleniyor. Bu dava, savunma hakkının korunması ve adil yargılanma ilkesinin sağlanması açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.




