İsrail'in son dönemde Hizbullah ve Hamas'ı zayıflatma, Yemen'deki Husilere operasyon başlatma ve Suriye'de Esad rejiminin silah depolarını hedef alma gibi adımları, ülkenin bölgesel bir güç olma potansiyelini gündeme getirdi. American Foreign Policy dergisinde yayımlanan bir makale, bu soruyu derinlemesine inceliyor ve İsrail'in bölgesel güç olma hedefine ulaşmasının zorluklarını ortaya koyuyor.

İsrail'in Bölgesel Güç Olma İmkansızlığı

Harvard Üniversitesi'nden Uluslararası İlişkiler Profesörü Stephen M. Walt tarafından kaleme alınan makalede, İsrail'in bölgesel güç olma çabalarının başarıya ulaşamayacağı vurgulanıyor. Walt, İsrail'in bölgesel güç olarak kabul görmesi için karşılaması gereken standartlara dikkat çekiyor ve şu soruyu soruyor: "Nüfusunun yüzde 75'i Yahudi olan 10 milyonluk bir ülke, birkaç yüz milyonluk Müslüman Araplara ve 90 milyon İranlıya nasıl hükmedebilir?"

Makalede, egemen güçlerin bölgedeki diğer ülkeler tarafından tehdit olarak algılanmaması gerektiği belirtiliyor. ABD'nin ekonomik ve askeri gücü hatırlatılarak, İsrail'in bu standarda uymadığı vurgulanıyor. Husilerin hala İsrail için bir tehdit oluşturduğu ve İran ile Türkiye'nin bölgede İsrail'den daha büyük bir nüfusa ve askeri güce sahip olduğu belirtiliyor.

İsrail'in savaş alanındaki başarılarının Filistin meselesine çözüm getirmediği ve uluslararası arenada imajının sarsıldığına dikkat çekiliyor. Ayrıca, İsrail'in uzun süreli müttefiklerinden aldığı desteğin bile zarar gördüğü ve ülkenin hala Amerika'nın desteğine bağımlı olduğu vurgulanıyor.

Güvenlik Siyasette Aranmalı

Makalede, gerçek bölgesel güçlerin komşuları üzerinde hakimiyet kurabilmek için diğer ülkelerin desteğine ihtiyaç duymaması gerektiği belirtiliyor. Kalıcı güvenliğin güçle değil, siyasetle sağlanabileceği değerlendirilmesine yer veriliyor. İsrail'in uzun dönemli güvenliğini ancak Filistinliler dahil komşularıyla siyasi anlaşmaya vararak sağlayabileceği kaydediliyor.

• İsrail'in bölgesel güç olma çabaları karmaşık ve zorlu bir süreçtir.
• Ülkenin demografik yapısı ve bölgedeki diğer aktörlerle olan ilişkileri bu süreci olumsuz etkilemektedir.
• Kalıcı güvenlik ancak siyasi çözümlerle sağlanabilir.

Sonuç

Sonuç olarak, İsrail'in bölgesel güç olma hedefi, bölgedeki mevcut dinamikler ve ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar nedeniyle oldukça karmaşık bir hal almıştır. Makalede vurgulandığı gibi, kalıcı güvenlik ancak siyasi çözümlerle sağlanabilir ve İsrail'in bölgedeki geleceği, komşularıyla yapacağı anlaşmalara bağlı olacaktır. İsrail'in attığı adımlar ve bölgedeki gelişmeler yakından takip edilmeye devam edecektir. Unutulmamalıdır ki, barış ve istikrar ancak diyalog ve işbirliği ile mümkündür.