Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski danışmanı ve Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya yönelik sert eleştirilerde bulundu. Aktay, Ortaylı'nın kendisine yönelik eleştirilerine cevap verirken, Ortaylı'nın tarih anlatımındaki tutarsızlıkları sorguladı.

Aktay'dan Ortaylı'ya Tarih Eleştirisi

Yasin Aktay, İlber Ortaylı'nın kendisine yönelik "Türklük" tanımı üzerinden yaptığı eleştirilere yanıt verdi. Aktay, "Ben hiçbir yerde ve hiçbir şekilde 'Türklük'ün bir anlama gelmediğini, belirsiz bir tanım olduğunu' söylemedim ve asla söylemem" diyerek sözlerinin çarpıtıldığını ifade etti. 12 yıl önce katıldığı bir televizyon programında Türklüğün ırk değil, bir milli ve etnik kimlik olduğunu söylediğini hatırlatan Aktay, o dönemdeki sözlerinin kasıtlı olarak çarpıtıldığını belirtti. Aktay, "Türklük vardır, tarihsel ve güncel bir gerçektir ama onun bugünkü gerçekliği onu ırkın ötesinde bir kimlik olarak anlamamızı gerektiriyor" diyerek Türklüğün geniş bir kimlik yelpazesini kapsadığını vurguladı. Ayrıca antropolojinin de ırk kavramını reddettiğini hatırlattı.

"Geçmişi Hangi Önyargılarla Anlatıyor?"

Aktay, Ortaylı'nın tarihçi kimliğine de gönderme yaparak eleştirilerini sürdürdü. "Bir tarihçi olarak Ortaylı bugünlerin tarihini bile, içine girdiği saçma sapan didişmelerin etkisiyle, sözün şehvetine kapılarak ve bu kadar çarpıtarak anlatıyorsa, geçmiş olayları bize acaba nasıl, hangi önyargılarıyla, hangi duygularıyla anlatıyordur," ifadelerini kullandı. Bu sözlerle Aktay, Ortaylı'nın güncel olayları bile taraflı bir şekilde yorumladığını, bu durumun da geçmişe yönelik anlatımlarını şüpheli hale getirdiğini ima etti.

Türklük Tanımı Üzerine Tartışma

Yasin Aktay'ın Türklük tanımı üzerine yaptığı açıklamalar ve İlber Ortaylı'ya yönelik eleştirileri, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Aktay'ın Türklüğün ırk değil, bir milli ve etnik kimlik olduğu yönündeki açıklamaları, farklı kesimlerden destek ve eleştiri aldı. Bu tartışma, Türkiye'deki kimlik ve tarih algısı üzerine süregelen tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Aktay'ın bu açıklamaları, Türkiye'de tarih yazımı ve yorumlanması konusundaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi. Tarihçilerin ve kamuoyunun, geçmişi yorumlarken ne kadar objektif olabildiği ve güncel olayların bu yorumları nasıl etkilediği soruları, bu tartışma ile birlikte yeniden gündeme geldi. Tartışmanın ilerleyen günlerde nasıl bir boyut kazanacağı ve İlber Ortaylı'nın bu eleştirilere nasıl bir yanıt vereceği merakla bekleniyor.