Gazeteci Necla Demir Arvas, "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla yargılandığı davada, "örgüte yardım" suçlamasıyla 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak mahkeme, aynı zamanda tahliyesine de karar verdi. Bu karar, basın özgürlüğü ve gazetecilik faaliyetlerinin sınırları konusunda yeniden tartışmaları alevlendirdi. Demir-Arvas, 20 Ocak'tan bu yana tutukluydu ve davanın seyrini yakından takip edenler, kararın ardından büyük bir şaşkınlık yaşadı.
Duruşmada Neler Yaşandı?
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Necla Demir-Arvas ve avukatları hazır bulundu. Duruşmayı, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), DİSK Basın-İş ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) temsilcileri de takip etti. Demir-Arvas savunmasında, yargılamanın tamamen gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yapıldığını vurguladı:
- "Yaptığım programlar halkın gündemini tartışıyor, kadınların sorunlarını ele alıyordu."
- "Program içerikleri iddianameye delil olarak konmuş ancak suç unsuru yok."
- "Konuklar kendi düşüncelerini dile getiriyordu, ben müdahale etmedim."
- "Tapelerde geçen görüşmeler ise haber kaynakları ile yapılan rutin gazetecilik temaslarıdır."
Demir-Arvas, iddianamede "Kürdistan" kelimesinin örgüt ideolojisiyle ilişkilendirilmesini de eleştirerek, "Kürdistan bugün coğrafi bir terim olarak kullanılıyor. Bu kelimeyi kullanmak suç olamaz. Aynı şekilde tecrit, açlık grevi gibi konular da gazetecilik açısından haber değerine sahiptir. Bu suçlamaları reddediyorum" şeklinde konuştu.
Avukatlar AİHM Kararlarını Hatırlattı
Demir-Arvas'ın avukatı Şükrü Alpsoy da savunmasında, iddianamede yer alan unsurların gazetecilik faaliyeti çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Alpsoy, daha önce benzer içeriklerle yargılanan gazetecilerin beraat ettiğini ve AİHM kararlarının bu yönde olduğunu hatırlattı. Savcı ise, Demir-Arvas'ın "örgüt üyeliği" suçundan cezalandırılmasını ve tutukluluğunun devamını talep etti.
Kararın Ardından
Mahkeme, Demir-Arvas'ı "örgüt üyeliği" suçundan beraat ettirerek, "örgüte yardım" suçlamasından 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmetti ve tahliyesine karar verdi. Bu karar, hem sevinç hem de hayal kırıklığı yarattı. Bir yandan Demir-Arvas'ın tahliye olması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, diğer yandan gazetecilik faaliyetlerinin "örgüte yardım" gibi suçlamalarla yargılanması, basın özgürlüğü üzerindeki baskıları bir kez daha gözler önüne serdi.