17 Mayıs 2025 Cumartesi

Fransa'dan İran'a BM Şoku! Vatandaşları İçin Savaş Başlattı

Fransa, İran'da gözaltına alınan vatandaşları nedeniyle Birleşmiş Milletler'in (BM) en üst mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) Tahran'a karşı dava açtı. Bu hamle, İranlı müzakerecilerin İran'ın nükleer programı hakkında görüşmeler yapmak üzere Türkiye'de Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya'dan mevkidaşlarıyla bir araya gelmeye hazırlandığı bir dönemde geldi.

Fransız Vatandaşları Casuslukla Suçlanıyor

Doğu Fransa'dan 40 yaşındaki edebiyat öğretmeni Cecile Kohler ve 70'li yaşlarındaki partneri Jacques Paris, 7 Mayıs 2022'de İran'a yaptıkları turistik gezinin son gününde tutuklandı. İran, bu Fransız vatandaşlarını casusluk yapmakla suçluyor, ancak bu suçlamaları şiddetle reddediyorlar. Fransa, UAD'deki davasında İran'ı, tutuklu vatandaşlarına "konsolosluk koruması sağlama yükümlülüğünü ihlal etmekle" suçluyor.

"Rehin Tutuluyorlar, İşkence Görüyorlar" İddiası

Fransız yetkililer, tutuklu vatandaşlarının durumundan endişe duyuyor. France 2 televizyonuna konuşan Jean-Noel Barrot, "Rehin tutuldular, işkenceye varan korkunç koşullarda tutuldular" dedi. Bu iddialar, Avrupa ülkeleri ile İran arasındaki gerilimi daha da tırmandırıyor. Bazı Avrupa ülkeleri, özellikle de Fransa, İran'ın nükleer programı konusunda Batı'dan taviz koparmak için bir rehin alma stratejisi uyguladığını düşünüyor.

İran'ın Rehin Alma Stratejisi Mi?

Kohler ve Paris, yakın zamanda serbest bırakılanların ardından İran'daki bilinen son Fransız tutuklular ve Fransız hükümeti tarafından "devlet rehineleri" olarak görülüyorlar. Ailelerine göre ikisi de son derece zor koşullarda hapsediliyor. Bu durum, İran'ın Batılı ülkelerle olan ilişkilerinde ciddi bir sorun teşkil ediyor. İran'ın bu tür eylemleri, uluslararası arenada büyük tepkiyle karşılanıyor ve ülkenin itibarını zedeliyor.

Bu dava, Fransa ve İran arasındaki diplomatik ilişkilerde yeni bir gerginlik yaratırken, tutuklu Fransız vatandaşlarının serbest bırakılması için umut ışığı olabilir. Ancak, davanın nasıl sonuçlanacağı ve İran'ın bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği belirsizliğini koruyor.

İlgili Haberler