Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, konuşmasında faize dayalı ekonominin meşru olmadığını vurgulayarak, İslam ülkeleri arasındaki ekonomik iş birliğinin artırılması gerektiğine dikkat çekti.

İslam Ekonomisi ve Finansın Önemi

Erdoğan, Müslümanların dünya nüfusunun yüzde 25'ini oluşturmasına rağmen, İslami finansın 2,5 trilyon dolar seviyesinde kalmasının üzücü olduğunu belirtti. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyelerinin dünya ticaretinden aldığı payın ise sadece yüzde 11 düzeyinde olduğunu ifade etti. Bu durumun kabul edilemez olduğunu vurgulayan Erdoğan, İslam ülkeleri arasındaki ticaret, yatırım, finans ve iş birliği imkanlarının en üst düzeye çıkarılması gerektiğini söyledi.

"Faize dayalı bir ekonomi anlayışı bizler için asla meşru değildir, olamaz" diyen Erdoğan, İslam ekonomisinin prensiplerine uygun bir finans sisteminin oluşturulmasının önemine dikkat çekti. Bu bağlamda, faizsiz finans kurumlarının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.

Zirveden Beklentiler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ekonomisi için stratejiler geliştirilmesi amacıyla düzenlenen zirvede yapılacak tartışmaların çok faydalı olacağına inandığını dile getirdi. Üç gün sürecek zirvede birbirinden değerli isimlerin yer alacağını belirten Erdoğan, zirvenin İslam dünyası için önemli kararlara vesile olmasını temenni etti.

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan diğer başlıklar şunlardı:

• İslami finansın kurucularından Şeyh Salih Abdullah Kamil'in rahmetle anılması
• İstanbul'un 3 kıtanın kavşak noktasında bulunmasının önemi
• Yurt dışından gelen misafirlerin İstanbul'u tüm yönleriyle yaşamaları temennisi

İslam Dünyası İçin Yeni Bir Dönem

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz vurgusu ve İslam ekonomisi için yaptığı iş birliği çağrısı, İslam dünyasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Zirvede alınacak kararlar ve yapılacak iş birlikleri, İslam ekonomisinin büyümesine ve güçlenmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Özellikle faizsiz finans sistemlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, İslam ülkelerinin ekonomik bağımsızlıklarını artırmalarına yardımcı olacaktır. Bu zirve, İslam dünyasının ekonomik potansiyelini harekete geçirmek ve daha adil bir dünya düzeni oluşturmak için önemli bir fırsat sunmaktadır.