Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamalarla gündeme oturdu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin faaliyet programını dahi gölgede bırakacak bir "barış ve uzlaşmaya yönelik uluslararası icraat programı" sunduğunu iddia eden Erdoğan, aynı zamanda "yurtta barış" konusunda da önemli mesajlar verdi.

"Yurtta Barış" Konusunda Sessizlik

Hükümetin son iki aydır "yurtta barış" için somut bir adım atmadığı eleştirileri yükselirken, Erdoğan Kabinesi'nin bu konudaki sessizliği dikkat çekti. Bir önceki kabine toplantısında da Erdoğan, hükümetinin değil, PKK'nın icraatlarından kendine pay çıkararak eleştirilerin odağı olmuştu.

Erdoğan, "Cumhur İttifakı" adına yaptığı değerlendirmede, PKK kararını "İç cephemizi tahkimde kritik bir eşiği daha aştık" şeklinde yorumlamıştı. Ancak, 2 Haziran'da Beştepe'deki Kabine toplantısından verdiği haberlerde de "yurtta barış"a dönük bir hükümet icraatından söz etmedi.

Erdoğan'ın "yurtta barış" adına yaptığı içerikten yoksun konuşmasında, "çevrim içi olarak gerçekleştirdikleri Türkiye-Amerika-Suudi Arabistan ve Suriye toplantısı"nda Suriye'yi kalkındırmaya yönelik yatırımların ve yaptırımların kaldırılması bakımından "yeni bir dönemi başlattığını" iddia etmesi de dikkat çekti.

Erdoğan'dan Esir Takası Müjdesi, Zelenski'den Bomba İddia

Erdoğan, İstanbul'da Rusya-Ukrayna heyetlerinin Hakan Fidan'ın riyasetinde bir araya geldiğini ve bu buluşmanın sonucunda "muhteşem" bir esir değişiminin gerçekleştiğini müjdeledi. Erdoğan, "Bu buluşma neticesinde özellikle bundan önce biner esir değişimi olduğu hâlde, bu defa bu esir değişimleri binin üzerine çıktı. Binin üzerine çıkmanın ötesinde de bir de bu esir değişiminin dışında gerek Rusya gerek Ukrayna tarafında bazı cesetlerin de birbirlerine iadesi söz konusu oldu" ifadelerini kullandı.

Ancak, bu müjdeli haberin hemen ardından Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin Rusya bombardıman filosunun üçte birini yok ettiğini açıklaması, savaşın seyrine dair soru işaretleri yarattı.

İstanbul'u Barış Merkezi Yapma Arzusu

Erdoğan, "dünya barışı"na katkıda bulunma arzusunu şu sözlerle dile getirdi: "Her iki taraf için de benim en büyük arzum, gerek Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’i gerekse Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’i aynı şekilde İstanbul veya Ankara’da bir araya getirmek hatta ABD Başkanı Sayın Donald Trump’ı da bunların yanına almak."

Erdoğan, bu liderlerin kabul etmesi halinde kendisiyle de bu buluşmada bir araya gelerek İstanbul'u adeta bir barış merkezi haline getirmek istediğini ifade etti.

Diğer Gelişmeler ve İç Politikaya Dönüş

Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı'nın Gayriresmî Zirvesi'ne katılmak üzere Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın davetiyle Budapeşte'ye gittiğini ve teklifleri üzerine 21 Mart'ın Türk Devletleri Teşkilatı Nevruz Anma ve Kutlama Günü olarak kutlanmasının kararlaştırıldığını aktardı.

Suriye'den Eş-Şara ve Pakistan'dan Şahbaz Şerif ile İstanbul'da bir araya geldiğini de belirten Erdoğan, "Başta Katar ve Suudi Arabistan olmak üzere bölgedeki tüm kardeş ülkelerin de desteğiyle Suriye’nin süratle kendini toparladığını müşahede ettiğini" söyledi.

Erdoğan, "dünya barışına katkıları"nı sıraladıktan sonra iç politikaya dönerek CHP'nin "iç çatışma"ya sevk edilmesini eleştirdi ve 2025 senesini ülkemizde Aile Yılı olarak ilan ettiklerini hatırlattı.

Son olarak, LGBTİ+ kimlik mücadelesini "küresel zorbalığa dönüşen cinsiyetsizleştirme politikaları" olarak tanımlayan Erdoğan, bu toplumsal kimlikle mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini duyurdu.

Erdoğan'ın hem dış politikadaki barış arayışları hem de iç politikadaki tartışmalı açıklamaları, önümüzdeki günlerde de gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Özellikle "yurtta barış" konusundaki eleştirilere nasıl yanıt vereceği ve LGBTİ+ hakları konusundaki tutumu merakla bekleniyor.