Karar yazarı Yusuf Ziya Cömert, son günlerde Marmara Denizi'nde yaşanan depremlerin ardından yeniden gündeme gelen İstanbul depremi riskine dikkat çekti. Cömert, yazdığı yazıda iktidara seslenerek, "İktidarı kaybetme korkunuz, deprem korkunuzu galip geliyor" ifadelerini kullandı. Bu sözler, yaklaşan İstanbul depremi tehlikesine karşı hükümetin aldığı önlemlerin yetersizliği ve önceliğinin siyasi çıkarlar olduğu yönünde ciddi bir eleştiri olarak değerlendiriliyor.

İstanbul Depremi: Gerçekler Ne Kadar Hazırız?

İstanbul, Türkiye'nin en büyük ve en kalabalık şehri olmasının yanı sıra, deprem riski açısından da en tehlikeli bölgelerinden biri. Kuzey Anadolu Fay Hattı'na yakınlığı nedeniyle sürekli deprem tehdidi altında olan şehirde, olası büyük bir depremin yıkıcı etkileri konusunda endişeler giderek artıyor. Uzmanlar, İstanbul'da 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem beklendiğini ve bu depremin şehirde büyük hasara yol açabileceğini belirtiyorlar. Bu bağlamda, Yusuf Ziya Cömert'in sözleri, deprem gerçeğiyle yüzleşmek yerine siyasi hesaplar yapan bir iktidar eleştirisi olarak önem kazanıyor.

Peki, İstanbul olası bir depreme ne kadar hazır? Bu soruya net bir cevap vermek zor. Ancak, mevcut durumun yeterli olmadığı açıkça görülüyor. Özellikle eski ve kaçak yapıların yoğun olduğu bölgelerde, deprem riski çok daha yüksek. Kentsel dönüşüm projeleri ise, beklenen hızda ilerlemiyor ve birçok sorunla karşılaşıyor. Bu durum, olası bir depremde can kaybı ve yaralanma riskini artırıyor. Ayrıca, deprem sonrası arama kurtarma çalışmaları, sağlık hizmetleri ve barınma gibi konularda da ciddi eksiklikler bulunuyor. Bu eksikliklerin giderilmesi için hükümetin daha kararlı ve etkili adımlar atması gerekiyor.

İktidarın Önceliği Ne Olmalı?

Yusuf Ziya Cömert'in eleştirisi, iktidarın önceliğinin ne olması gerektiği sorusunu da gündeme getiriyor. Bir yandan siyasi istikrarı korumak ve iktidarda kalmak önemli olsa da, vatandaşların can güvenliğini sağlamak ve olası bir felakete karşı hazırlıklı olmak çok daha öncelikli bir konu. İktidarın, deprem riskini ciddiye alarak, gerekli önlemleri bir an önce hayata geçirmesi gerekiyor. Bu kapsamda, kentsel dönüşüm projelerine hız verilmeli, deprem bilincini artırmaya yönelik eğitimler düzenlenmeli, arama kurtarma ekiplerinin sayısı ve donanımı artırılmalı ve deprem sonrası acil durum planları hazırlanmalıdır.

Ayrıca, deprem konusunda şeffaf ve dürüst bir iletişim politikası izlenmeli, vatandaşlar doğru ve güvenilir bilgilerle bilgilendirilmelidir. Deprem gerçeğiyle yüzleşmek ve gerekli önlemleri almak, sadece iktidarın değil, tüm toplumun sorumluluğundadır. Bu nedenle, herkesin üzerine düşen görevi yapması ve deprem konusunda bilinçli olması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, deprem bir doğa olayıdır, ancak felakete dönüşmesi bizim elimizdedir.

Sonuç: Gelecek Nesillere Karşı Sorumluluk

Yusuf Ziya Cömert'in sözleri, aslında hepimizin vicdanına bir çağrıdır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir ülke bırakmak için, bugün doğru kararlar almak ve gerekli önlemleri hayata geçirmek zorundayız. Deprem riskini görmezden gelmek veya siyasi çıkarlar uğruna ertelemek, affedilmez bir hata olacaktır. İktidarın, deprem konusunda daha duyarlı ve sorumluluk sahibi bir yaklaşım sergilemesi, sadece İstanbul için değil, tüm Türkiye için hayati önem taşımaktadır. Unutmayalım ki, deprem değil, önlemsizlik öldürür.