Denizlerdeki artan insan kaynaklı gürültü, deniz canlılarının yaşam alanlarını tehdit ediyor. Özellikle deniz memelileri, yavrularını beslemekte ve yaşam alanlarında kalmakta zorlanıyor. Bu soruna dikkat çekmek amacıyla düzenlenen BM Okyanus Konferansı'nda önemli bir adım atıldı.

Denizler İçin Umut Veren İşbirliği

Fransa'nın Nice kentinde düzenlenen BM Okyanus Konferansı'nda 37 ülke, denizlerdeki gürültü kirliliğini azaltmaya yönelik bir bildiri imzaladı. Kanada ve Panama öncülüğünde hazırlanan bu bildirge, sualtı ekosistemlerinin korunması için ilk küresel taahhüt olma özelliği taşıyor. Bu işbirliği, denizlerdeki yaşamın korunması adına büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.

Oceans North adlı sivil toplum kuruluşundan Mollie Anderson, gürültünün yaklaşık 130 deniz türünü olumsuz etkilediğini belirtiyor. Anderson, "Sürekli ve yoğun gürültü, bu türleri yaşam alanlarını terk etmeye zorluyor," diyor ve ekliyor: "Ses, tuzlu suda havaya kıyasla dört kat daha hızlı yayılıyor ve bu durum hayvanların yön bulma, avlanma ve iletişim yeteneklerini engelliyor."

Arktik bölgesinde eriyen buzulların yeni deniz yolları açması, gemi trafiğini artırıyor. Kuzeybatı Geçidi'nde 2016'dan bu yana trafik yüzde 30 arttı. Özellikle beluga ve narval gibi sese bağımlı türler artık iletişim kurmakta ve yavrularını beslemekte zorlanıyor. Bu değişim yalnızca ekosistemi değil, Inuit gibi yerli toplulukların avcılık ve kültürel yaşamını da tehdit ediyor.

Çözüm Önerileri ve Gelecek Adımlar

"Yüksek Hedef Koalisyonu" adıyla duyurulan bildirge, daha sessiz gemi tasarımları, deniz koruma alanlarında gürültü sınırları ve gelişmekte olan ülkeler için ses izleme teknolojilerine erişim gibi önlemleri öngörüyor. Gemi hızının birkaç knot düşürülmesi, daha verimli pervaneler veya elektrikli motorlar gibi basit çözümlerle bile gürültü kirliliğinde büyük azalma sağlanabiliyor.

Radio France Internationale'in aktardığına göre, bazı limanlar şu an gönüllü kılavuzlar sunsa da, Anderson'a göre bu yeterli değil: "Karayollarını nasıl düzenliyorsak, gemi trafiğinin yoğun olduğu alanlarda da aynı yapılmalı. Bu kamu yararına bir uygulama olur."

Panama Çevre Bakanı Juan Carlos Navarro da bildirinin, uzun süredir gözardı edilen "görünmez ama güçlü bir tehdide" karşı kolektif hareket iradesi taşıdığını vurguladı.

Denizlerdeki gürültü kirliliğine karşı atılan bu adım, deniz canlılarının korunması ve ekosistemin sürdürülebilirliği için büyük önem taşıyor. Bildirgenin uygulanmasıyla birlikte, denizlerdeki yaşamın daha sessiz ve güvenli bir hale gelmesi umut ediliyor. Bu tarihi karar, gelecek nesillere daha sağlıklı denizler bırakma yolunda atılmış önemli bir adım olarak kayıtlara geçti.