DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Fırat, "Yüzyıllık Barış Özlemini Demokrasi ile Taçlandıralım" başlığı altında, siyasetin adalete müdahalesini ve iktidarın kimliklere yönelik ayrımcı yaklaşımını sert bir dille eleştirdi. Fırat'ın açıklamaları, Türkiye'deki adalet ve eşitlik tartışmalarına yeni bir boyut getirdi.

Adalet Terazisi Bozuldu Mu?

Fırat, konuşmasında, "Barış ve Demokratikleşme" sürecinin başarılı olması için öncelikle eşitlik ve adalet hukukunun sağlanması gerektiğini vurguladı. Siyasetin adalete müdahalesinin nelere yol açabileceğini çarpıcı bir şekilde ifade etti:

"Eğer siyasetin eli adaletin terazisine değse, o terazi bozulur. O kantar doğruyu göstermez, mazlumun ahı yükselir. Eğer barış istiyorsak, hukuk istiyorsak, demokrasi istiyorsak, o zaman siyaset elini adaletten çekmelidir."

Bu sözleriyle Fırat, Türkiye'deki yargı sistemine olan güvenin sarsılmasına neden olan siyasi müdahalelere dikkat çekti.

Aleviler ve Kürtler Akraba Değil Mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yurt dışındaki Türklere ve akraba topluluklara yönelik çalışmalarını hatırlatan Fırat, Alevi, Kürt ve Süryani gibi inanç ve etnik kimliklere karşı gösterilen ayrımcılığı gündeme getirdi. Fırat, şu soruları yöneltti:

"Yurt dışı Türkler ve akraba toplulukları başkanlığının çalışmalarına bakalım. Peki dünyanın dört bir yanında yaşayan Alevi canlar ne olacak? Milyonlarca Alevi ne olacak? Kürtler ne olacak? Yurt dışındaki Kürtler, Aleviler akrabanız değil mi?"

Fırat'ın bu soruları, Türkiye'deki farklı kimliklere yönelik ayrımcı politikaların sorgulanmasına yol açtı.

Alevi köylerindeki kutsal mekanların çevresine maden ocakları açılmasına da tepki gösteren Fırat, Alevilerin, inançlarının kutsal mekanları zarar gördüğünde bile yeterli tepkiyi görmemesini eleştirdi. Bu durum, Türkiye'deki inanç özgürlüğü konusundaki sorunlara dikkat çekti.

Selahattin Demirtaş Kararı Neden Uygulanmıyor?

Fırat, adalet mekanizmasının siyaset tarafından bozulduğunu somut örneklerle gösterdi. Selahattin Demirtaş hakkında AİHM ve Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş kesinleşmiş kararların siyasetin eliyle uygulanmadığını belirterek, bu çelişkinin nasıl açıklanacağını sordu. Bu durum, Türkiye'deki hukuk devleti ilkesinin ne kadar zedelendiğini gözler önüne serdi.

Fırat'ın konuşması, Türkiye'deki adalet ve eşitlik sorunlarına dikkat çekerek, Cumhuriyetin ikinci yüzyılını hukuk, eşitlik ve özgürlükle yeniden inşa etme çağrısı yaptı. Bu çağrı, Türkiye'nin geleceği için umut verici bir vizyon sunuyor.

Türkiye'nin geleceği için önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilecek bu konuşma, ülkedeki farklı kesimlerin beklentilerini ve taleplerini dile getirmesi açısından büyük önem taşıyor. Celal Fırat'ın Meclis'te yaptığı bu konuşma, uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.