Ahlak Şurası'ndan Çarpıcı Sonuçlar: Aile ve Toplum Alarm Veriyor!
18 May 2025•5 dk okuma
Çağın ahlak ve anlam krizlerinin derinlemesine analiz edildiği VI. Ahlak Şurası tamamlandı. Şurada, günümüzün zorlukları karşısında ahlak ve dinin birlikte nasıl çözüm üretebileceği tartışıldı. Ahlakın hayatı şekillendirme rolü, ahlak-insan ilişkisi ve İslam ile olan bağlantısı detaylı bir şekilde incelendi.
Cinsiyetsizleştirme Projeleri ve Ahlaki Çöküş
Şurada, cinsiyetsizleştirme projelerinin ahlaki çöküşü hızlandırdığı ve insanları dini değerlerinden uzaklaştırarak yeni bir toplum inşa etme amacında olduğu vurgulandı. Bu tehlikeye karşı ailenin ve toplumun korunması için ahlaki değerlere sahip çıkılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, modern olarak görülen teknolojilerin sömürü aracı haline geldiği dijital çağda yaşanan en büyük ahlak krizine Gazze örneği verilerek, tüm dünyanın bu konuda muhasebe yapması gerektiği ifade edildi. Sömürü ve soykırım aracı haline gelen teknolojilere karşı "Hilal Duvarı" gibi dijital savunma sistemleri önerildi. Ahlak ve namus kavramlarının sürekli olarak kadın üzerinden tartışılmasının, kadınlar ve gençler arasında dine karşı bir yorgunluğa neden olduğu da şuranın önemli tespitlerinden biriydi. Şurada konuşulan konuların hayata geçirilmesi için sivil toplum, entelektüeller ve devlet iş birliğinin şart olduğu vurgulandı. Şuranın sonuç bildirgesinde şu konulara dikkat çekildi: * Fıtratından uzaklaşan insan * Sadece akademik alanda kalan ahlak * Cinsiyetsizleştirme projeleri * Ahlaktan kopan uluslararası siyaset * Kâr odaklı ekonomik anlayış * Haz ve tüketime odaklı toplum * Ahlaki değer üretmeyen mekanlar * Çözülmeye yüz tutan aileDijitalleşme ve Ahlaki Meydan Okumalar
Açılış panelinde dijitalleşmenin yol açtığı ahlaki sorunlar ele alındı. Dijitalleşme karşısında hayâ duygusuyla yeniden dirilişin mümkün olup olmadığı tartışıldı. Dijital ekranların görsel hakimiyetinin insanı nasıl bir idrak ölümüne sürüklediği, görme biçimlerini nasıl değiştirdiği ve bilgi toplumunu nasıl bir gösteri toplumuna dönüştürdüğü soruları üzerinde duruldu. İslam'ın sunduğu hayâ ahlakıyla yeni bir dirilişin imkanları değerlendirildi. Bu konuların tartışılması için öncelikle Gazze'de yaşananların tüm insanlık için bir ahlak ve vicdan sınavı olduğu vurgulandı. 2009 yılında Ahlak Şurası geleneğini başlatan ve geçtiğimiz yıl vefat eden D. Mehmet Doğan'ın anısına ithaf edilen VI. Ahlak Şurası'nda şu sonuçlara ulaşıldı: Ahlak krizinin yayılma nedenleri: * Modern dünya ve tekelleşen dijitalleşme * Aydınlanmayla sekülerleşen Batı düşüncesi * Postmodern çağda haz ve tüketim odaklı dünya görüşü * Bireycilik ve tüketim kültürü Bu krizin temelinde ahlakın metafizik temelden yoksun olması yatmaktadır. Yaratıcının göz ardı edildiği, ahlaki ilkelerin göreceli hale geldiği bir dünyada çözüm değil, krizler ve zulüm üretildiği belirtildi.Ahlak Bir Beka Meselesi Olarak Görülmeli
İslam dünyasında da ahlak krizinin yaşandığı bir gerçektir. Bu krizin aşılması için Müslüman ilim adamları ve düşünürlerin kuşatıcı bir ahlak sistemi geliştirmesi gerekmektedir. Ahlak, sadece kelam, fıkıh veya tasavvufun bir alt başlığı olarak değil, bu ilimlerin merkezinde yer alan kurucu bir unsur olarak düşünülmelidir. Ahlak, hayatın, fıtratın, dinin ve ilmin merkezinde yeniden konumlandırılmalıdır. Ahlak krizi söylemi genellikle siyasallaştırılmış ve siyasi çekişmelerin aracı haline gelmiştir. Bu nedenle ahlaki durumun gerçekçi bir resmini çizmek yerine, kendi görüşlerini destekleyici ve karşı tarafı eleştirici yaklaşımlar benimsenmiştir. Siyasi ideolojilerden bağımsız bir şekilde ahlak krizinin analiz edilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, VI. Ahlak Şurası'nda ailenin ve toplumun geleceği için önemli tespitler yapıldı. Cinsiyetin ve haysiyetin korunması, dijitalleşmenin ahlaki etkileri, ekonomik adaletsizlikler ve şehirleşmenin ahlaki boyutları gibi konular ele alındı. Bu sorunların çözümü için sivil toplum, entelektüeller ve devletin iş birliği yapması gerektiği vurgulandı. Şurada konuşulan tüm meselelerin çözüme kavuşabilmesi için tüm insanların Gazze'deki vahşete karşı durması gerektiği belirtildi.