ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'dan İran'a sert uyarı geldi: Uranyum zenginleştirmeye izin yok! Sadece sivil nükleer programınız için gerekli uranyumu ithal edebilirsiniz. Bu açıklama, Tahran ve Washington arasındaki kritik müzakereler öncesinde tansiyonu yükseltti. İran ise zenginleştirme hakkının pazarlık konusu olmadığını net bir dille ifade etti. Peki, bu restleşmenin perde arkasında neler yaşanıyor?

ABD'nin İran'a Yönelik Şartları Neler?

Amerika Birleşik Devletleri, İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek için kararlı bir duruş sergiliyor. Başkan Donald Trump döneminde uygulanan "maksimum baskı" politikası hala devam ediyor. Rubio, İran'ın müzakere ekibine yakın bir yetkilinin "sıfır zenginleştirme kabul edilemez" açıklamasını hatırlatarak, şunları söyledi:

• İran, uranyum zenginleştirmeyi durdurmalı.
• Sivil nükleer programı için gerekli uranyumu ithal etmeli.
• Nükleer silah geliştirme niyetinde olmadığını kanıtlamalı.

Rubio, İran'ın sivil bir nükleer programı sürdürmek istemesi halinde, diğer ülkeler gibi zenginleştirilmiş malzeme ithal edebileceğini vurguladı. Ancak, zenginleştirme konusunda ısrar etmesi durumunda, bunun problemli bir durum yaratacağını ve nükleer silah programı olmayan ancak zenginleştirme yapan tek ülke olacağını belirtti.

İran'ın Nükleer Programı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

İran, nükleer silah geliştirmek istemediğini ve nükleer programının barışçıl amaçlara yönelik olduğunu savunuyor. Ancak, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), İran'ın uranyum zenginleştirmesini %60 saflığa kadar "dramatik şekilde hızlandırdığını" belirtiyor. Bu oran, nükleer silah yapımında kullanılan yaklaşık %90'lık seviyeye oldukça yakın. Batılı ülkeler, sivil kullanım için bu kadar yüksek bir zenginleştirme oranının gereksiz olduğunu ve hiçbir ülkenin nükleer bomba üretmeden bu seviyeye ulaşmadığını ifade ediyor.

Müzakerelerden Ne Bekleniyor?

ABD ve İran yetkilileri, Tahran'ın tartışmalı nükleer programı üzerine Umman'da üçüncü tur müzakereler için bir araya gelecek. Bu müzakereler, iki ülke arasındaki gerilimi azaltmak ve nükleer anlaşmaya geri dönmek için önemli bir fırsat sunuyor. Ancak, tarafların farklı pozisyonları ve karşılıklı güvensizlik, müzakerelerin zorlu geçeceğine işaret ediyor. Müzakerelerin sonucunda, İran'ın nükleer programı konusunda bir uzlaşmaya varılması ve bölgedeki istikrarın sağlanması hedefleniyor. Aksi takdirde, bölgede yeni bir krizin yaşanması kaçınılmaz olabilir.

Sonuç olarak, ABD ve İran arasındaki nükleer gerilim, sadece iki ülkeyi değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir sorun haline gelmiştir. Müzakerelerin başarılı olması ve İran'ın nükleer programı konusunda şeffaf ve güvenilir adımlar atması, bölgedeki barış ve istikrar için hayati önem taşımaktadır.